Üretmek Yetmez, Pazarlamak Zorundasınız
- Abdullah Nurata
- 23 Mar
- 3 dakikada okunur

Bazı problemler, onları görmezden geldikçe küçülmek yerine büyür. "Şimdilik böyle kalsın, sonra bakarız" dediğiniz konular, dönüp baktığınızda çok daha karmaşık bir hâl alır. Üstelik, bu sadece bireysel hayatımız için değil, iş dünyası için de geçerli bir gerçektir.
Bu problem,
Şirketinizin profesyonel yönetime geçiş süreci olabilir.
Üretim tesisinize yaptırmanız gereken bir güvenlik sistemi olabilir.
Üzerinde çalıştığınız yeni bir ürünün pazara sunulması olabilir.
Ekip içinde yapılması gereken bir etkinlik olabilir.
Ve elbette, pazarlama süreçlerinin ele alınması da bunlardan biri olabilir.
Türkiye’de üretim kasları çok güçlü ama pazarlama kasları zayıf olan binlerce şirket var. Bundan 40-50 yıl önce, yani 80’ler ve 90’larda bu firmalar için üretim gücü tek başına büyük bir avantajdı. Üretimi artıran, ürünü piyasaya süren ve müşteri talebiyle büyüyen firmalar vardı. O dönem, rekabet bugünkü kadar acımasız değildi; doğru ürünü çıkarmak bile tek başına başarı için yeterli olabiliyordu. Ancak dünya değişti. İş yapış şekilleri değişti. Dijitalleşme, küreselleşme ve tüketici alışkanlıklarındaki dönüşüm, eski sistemlerin sürdürülebilir olmadığını gösterdi.
Bugün hâlâ bazı şirketler eski alışkanlıklarını koruyarak pazardaki eski yerlerini muhafaza edebileceklerini düşünüyor. Bunun böyle olamayacağını gösteren ise hayatın ta kendisi oluyor.
Sektörünüz ne olursa olsun, değişime ayak uydurmayan geride kalıyor. Ve özellikle pazarlama tarafında güçlü olmayan şirketler için bu geride kalış çok daha hızlı gerçekleşiyor.
İlk Adım: Farkına Varmak
Geçenlerde bir marka benimle iletişime geçti. İki pırıl pırıl mühendisin kurduğu bir üretim şirketiydi. Ürünleri son derece kaliteli, üretim süreçleri disiplinli, teknik bilgileri üst seviyedeydi. Ancak pazarlama tarafında ciddi eksiklikleri vardı. Web sitelerini inceledim; muhtemelen yıllar önce kendi yazdıkları bir siteydi. Teknik bilgi doluydu ama kullanıcı deneyimi yoktu. Tasarım eksikti, renk uyumu düşünülmemişti, SEO uyumu neredeyse hiç yoktu.
Beni en çok sevindiren şey, onların bunu fark etmiş olmasıydı. Çünkü problem çözümünün ilk adımı, onu kabul etmektir. "Pazarlama kaslarımızı güçlendirmek istiyoruz" dediler. Bir dönüşümün başlangıcına adım atıyorlardı…
Üretmek Yetmez, Pazarlamak Zorundasınız
Pazarlama, şirketin üzerine eklenen bir aksesuar değil, kuruluş anından itibaren, iş modelinizin ayrılmaz bir parçası olmalıdır.
Çoğu firma, pazarlamayı "satışları artırmak için sonradan devreye giren bir departman" olarak görüyor. Halbuki pazarlama, işin en başından itibaren devrede olmalı. Doğru pazarlama stratejisi, sizi sadece satışa götüren bir yol değil; markanızı geleceğe taşıyan bir güçtür.
Şöyle düşünün:Eğer siz kendi markanızı anlatmazsanız, pazardaki rakipleriniz sizin yerinize bunu yapar. Ve büyük ihtimalle sizin anlatmanızı istediğiniz şekilde değil, kendi çıkarlarına uygun şekilde anlatırlar.
Bu yüzden pazarlama sadece bir "gereklilik" değil, aynı zamanda kontrolü elinizde tutmanın bir yoludur.
Üretmek başlı başına bir başarıdır, evet. Ama günümüzde sadece üretmek yetmiyor. Ürettiğinizi doğru anlatamıyorsanız, fark edilmesini sağlayamıyorsanız, ürününüz ne kadar iyi olursa olsun hak ettiği değeri göremez. Bugün dünyanın en büyük markalarına baktığınızda, mükemmel ürünler üretmelerinin yanı sıra, pazarlamaya ne kadar yatırım yaptıklarını da görürsünüz.
Pazarlama, bütçesiz olmaz evet, ama sadece bir bütçe meselesi de değildir. Üretim de öyle değil mi aslında… Pazarlama bir anlayış meselesidir. Müşteriye yaklaşım tarzınız, web sitenizin kullanıcı dostu olması, sosyal medyada aktif olmanız, içerik üretmeniz, düzenli iletişim kurmanız, satış kitleriniz… Bunların hiçbiri astronomik bütçeler gerektiren şeyler değildir…
Başlamak İçin En İyi Zaman: Şimdi
Bazı şirketler pazarlamayı "bir gün yapmamız lazım" diye düşündüğü bir konu olarak görüyor. Ama o "bir gün" hiçbir zaman gelmiyor. Ya da geldiğinde artık çok geç oluyor.
Eğer "bizim sektörde pazarlama önemli değil" diyorsanız, belki de sektörü yanlış tanıyorsunuzdur. Çünkü her sektörün dinamikleri farklı olsa da, pazarlama her zaman oyunun bir parçasıdır. Farkında olmasanız bile pazarlama yapıyorsunuz aslında.
- Bir müşteriye nasıl cevap verdiğiniz,
- Fiyat politikanız,
- Ürün veya hizmetinizin piyasadaki konumlanışı,
- Web siteniz, sosyal medya varlığınız…
Bunların hepsi pazarlamanın bir parçasıdır. Sadece bunu stratejik olarak ele alıp almadığınız fark yaratır.
O yüzden en iyi zaman şimdi. Küçük adımlarla başlayarak, eksikleri görmek ve geliştirmek mümkün. Ama en önemlisi, değişime açık olmak. Çünkü pazarlama, sadece bir departmanın işi değil. Şirketin DNA’sına işlemesi gereken bir anlayış.
Peyami Safa’nın dediği gibi; “zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır.” Dolayısıyla işinizi büyütmek için sadece zamana güvenemezsiniz. Doğru stratejilerle hareket etmezseniz, yıllar geçtikçe orantısız büyüme olasılığınız artar. Şirketinizin bazı fonksiyonları büyür ve altyapısal fonksiyonlar cılız kalırsa ince ayaklar o vücudu taşıyamaz. O yüzden bugünden adım atın. Çünkü her geçen gün, çözülmeyen problemler biraz daha büyür.

Comments