top of page
  • Yazarın fotoğrafıAbdullah Nurata

Marka Olmanın Şifreleri


20 yılı aşkın süredir pazarlama üzerine çalışıyor, okuyor, yazıyor, izliyor, anlatıyor, fikirler geliştiriyorum. Bu geçen zamanda doğal olarak bol bol gözlem yapma, araştırmalara katılma, stratejiler yazma şansım da oldu. Günün sonunda şunu kabul ediyoruz hepimiz; markalaşmak için herkes için geçerli bir reçete olmadığı  gibi, biri için geçerli reçete başkası için geçerli olmayabiliyor. Ama bazı temel disiplinler var ki onlar mutlaka sağlam atılmalı.


İşin özünde başarılı markalar neler yapmış da başarılı olmuşlar, başarısız olanlar neleri ıskalamışlar diye baktığımda, kısaca özetleyebileceğim 5 ana başlık olduğunu söyleyebilirim. Kısaca açayım:



1. Marka: Sürdürülebilir Ciro, Sürdürülebilir Kâr, Sürdürülebilir Pazar Payı


Her zaman söylenir bilirsiniz, marka olmak sadece bir isimden ibaret değil. Marka demek, sürdürülebilir ciro, sürdürülebilir kâr ve sürdürülebilir pazar payı demektir. Yani, markanız sadece bugün değil, yarın da var olmalıdır. Bu da tüketicilerin ya da müşterilerinizin sizi tercih etmeye devam etmesini ve sürekli olarak büyüme ve gelişme kaydetmenizi gerektirir.



2. İnovasyonun Adresi: Metrobüs


Markaların en büyük yanılgılarından biri, inovasyonun sadece teknolojiye dayalı olduğu düşüncesidir. Oysa ki inovasyon yapmak için Ar-Ge laboratuvarına kapanmak yerine, metrobüse binin. Metrobüs metafor. Kullanıcıların içinde olun. Pazarın içinde olun. Masa başına hapsetmeyin kendinizi. Gerçek problemleri çözecek pratik fikirler bulun. İnsanların yaşadığı sıkıntılara bakın, onların günlük yaşamda karşılaştıkları sorunları gözlemleyin. İnovasyon, sadece teknolojik ilerlemelerle sınırlı değildir; aynı zamanda insanların hayatını kolaylaştıracak basit ve etkili çözümler sunmaktır. Bu yaklaşım, markaların gerçek ihtiyaçları anlamasına ve bu ihtiyaçlara uygun çözümler üretmesine olanak tanır.



3. İyi Hissettiren Markalar Başarıya Ulaşır


Marka olmanın diğer bir önemli unsuru, tüketicilere kendilerini iyi hissettirmektir. Bu soyut bir önerme. Ama gerçek bu. Size iyi hissettiren markalara bakın, ne demek istediğimizi daha kolay anlarsınız. Bir marka, tüketicilerini mutlu edebiliyorsa, başarılıdır. Tüketicilerinize iyi hissettirmenin birçok yolu vardır. Müşterilerinizin duygusal dünyalarına dokunarak, onlara değerli olduklarını hissettirebilirsiniz. İyi hissettiren markalar, tüketicilerin zihninde olumlu bir yer edinir ve bu da uzun vadeli başarıyı beraberinde getirir. Konu ilginç geldiyse ve nasıl yapacağınızı merak ederseniz özelden yazabilirsiniz.



4. Global Başarılar için Taktik Hamlelerin Ötesine Geçin


Türkiye'deki büyük şirketlerin uluslararası pazarlardaki varlığı, halen “iyi bir bayi bulmak” ve “fuarlara katılmak”tan öteye geçemiyor. Ancak, uluslararası pazarlarda başarılı olmak için bundan çok daha fazlası gereklidir. Yurt dışı pazarlarına girdiğinizde, sadece fiziksel varlık göstermek yetmez. O pazarın dinamiklerini anlamalı ve yerel tüketicilerin ihtiyaçlarına uygun stratejiler geliştirmelisiniz. Bir marka, sadece fuarlara katılarak veya bayilikler kurarak başarılı olamaz. Bunlar gereklidir ama yeterli değildir. Bizdeki problem gerekli olanları aynı zamanda yeterli görmemiz. Global pazarlarda da etkili olmak için yenilikçi ve sürdürülebilir stratejiler geliştirmelidir.


Strateji denildiğinde, genellikle taktik düzeyde yapılan hamlelerle karşılaşıyoruz. Bizde strateji adı altında yapılan çoğu hamle, aslında taktik düzeyindedir. Oysa ki, gerçek strateji, uzun vadeli hedefler belirlemek ve bu hedeflere ulaşmak için geniş kapsamlı planlar yapmaktır. Stratejik bir yaklaşım, yarından bakıp bugünü şekillendirmeyi gerektirir. Ne yazık ki, çoğu şirket bu noktada yetersiz kalıyor ve kısa vadeli taktiklere odaklanarak, uzun vadeli vizyonlarını kaybediyorlar.



5. Pazarlamayı Satıştan Koparmayın


Pazarlama, satıştan ve üründen asla koparılmaması gereken bir disiplindir. Pazarlama, bir ürün veya hizmetin değerini tüketiciye iletmekle ilgilidir ve bu, satış süreçleriyle doğrudan bağlantılıdır. Pazarlama stratejileri, satış ekiplerinin ihtiyaçlarını ve ürün geliştirme süreçlerini göz önünde bulundurmalıdır. Satış ve pazarlama ekipleri, aynı hedefe yönelik olarak uyum içinde çalışmalıdır. Bu uyum, markanın tüketiciye sunduğu değerin net bir şekilde anlaşılmasını sağlar ve markanın uzun vadeli başarısını destekler. Pazarlama ve satışın birbirine entegre bir şekilde çalışması, markanın performansını artırır. Şirketinize kaldıraç etkisi oluşturur.

9 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page